Güncel BilgilerAnayasa Mahkemesi Kişisel Verilerin İhlali İddiası Kapsamında Karar Verdi

20 Ekim 2021

Anayasa Mahkemesi özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiası hakkında karar verdi.

 

Anayasa Mahkemesi 14.10.2021 tarihli ve 31628 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07.09.2021 karar tarihli ve 2018/30296 başvuru numaralı Kararında (“Karar”) özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin karar verdi. Karar kapsamında başvurucu (“Başvurucu”); 

  • Kullanmakta olduğu telefona eşi tarafından kendi rızası ve bilgisi dışında yüklenen casus yazılım aracılığıyla konuşma, mesaj kayıtları, e-devlet ve bankacılık şifreleri gibi kişisel verilerine ulaşıldığını
  • Başvurucunun eşinin bu verileri boşanma davasında delil olarak mahkemeye sunması kapsamında, soruşturma ve kovuşturma sırasında Başvurucunun talebine rağmen eşinin hangi tarihler arasında hangi verilere ulaştığı konusunda araştırma yapılmadığını,
  • Derece mahkemesinin eşlerin diğer eş hakkında bilgilere ulaşabileceği şeklindeki gerekçesinin Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında korunamayacağını öne sürmüştür.

Başvurucu söz konusu iddiaları çerçevesinde, rızası dışında ele geçirilen kişisel verilerin boşanma davasında kullanılmasının eşinin eylemini hukuka uygun hale getirmediğine ve özel hayata saygı hakkının ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesini talep etmiştir. 

Başvurucunun eşinin haberleşmenin gizliliğini ihlal ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından cezalandırılması talebi üzerine Ezine Asliye Ceza Mahkemesi tarafından ceza yargılaması yürütülmüş ve Başvurucunun eşinin beraatına karar verilmiştir. Asliye Ceza Mahkemesi kararı istinaf edilerek Bursa Bölge Adliye Mahkemesine taşınmış; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Ezine Asliye Ceza Mahkemesi kararını onamıştır. Bunun üzerine Başvurucu, konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. 

Anayasa Mahkemesi, ulusal ve uluslararası hukuk düzenlemelerine dayandırdığı değerlendirmesi sonucunda;

  • Anayasa Madde 20/3’te, herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının güvence altına alındığına; maddenin lafzı dikkate alındığında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı kapsamında kişisel verilere yönelik her türlü müdahale ve sınırlamalara karşı güvence getirdiğine; bu anayasal güvencenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. Maddesinde koruma altına alınan özel hayata saygı hakkına karşılık geldiğine; konuya ilişkin uluslararası belgeler ve karşılaştırmalı hukuk dikkate alındığında; ilgili Anayasa hükmünün lafzı ışığında belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişi hakkındaki her türlü bilginin kişisel veri olarak değerlendirilmesi gerektiğine,
  • Somut olayda Başvurucunun şikâyetlerinin özünün; telefonunda yer alan bilgilerin, dolayısıyla kişisel nitelikteki verilerinin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesine ilişkin suç duyurusunda etkili bir yargısal sistem kurma yükümlülüğüne uyulmadığı iddiası ile özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunması hakkı yönünden değerlendirilmesi gerektiğine, 

Özel hayatın korunması kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden devletin pozitif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan tüm bireyleri gerek kamusal makamların ve diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunduğuna, bu anlamda devletin uyuşmazlıkların çözümünde etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğü ve uygun araçların kullanılması yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğine,

  • Başvurucunun telefonunda yer alan bu bilgilerin Başvurucuya ilişkin kişisel veri niteliğinde bilgiler olduğuna, kişisel veri mahiyetindeki bilgilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve açıklanmasının mevzuatta suç olarak düzenlendiğinin açık olduğu ve Başvurucunun şikâyetleri gözetilerek etkili bir ceza soruşturması yapılması, öncelikle olayın tüm yönleriyle açıklığa kavuşturularak ulaşılan sonucun olaya özgü gerekçelerle açıklanması gerektiğine,
  • Ezine Asliye Ceza Mahkemesi gerekçesinde boşanma davasına atıfta bulunarak sanığın delillerin kaybolmaması amacıyla hareket ettiği ve elde edilen verilerin yalnızca boşanma davasında delil olarak kullanıldığını belirterek (i) Başvurucunun hangi kişisel verilerinin elde edildiği, (ii) bu verilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı, (iii) verilere ne kadar süre ile ulaşıldığı hususlarında hiçbir araştırma yapılmadığına ve (iv) derece mahkemelerince ise özel yaşamının gizli alanına dâhil önemli bir unsur olan telefonuna yazılım programı yüklenerek ulaşılan kişisel verilerin elde ediliş şekline, kapsamına ve amacının meşru olup olmadığına yönelik değerlendirme yapılmadığına,
  • Bu hususlar nedeniyle derece mahkemelerince açıklanan gerekçelerin Başvurucunun kişisel verilerinin korunması hakkının güvencelerini gözetecek şekilde ilgili ve yeterli olduğunun söylenmesinin mümkün olmadığına,
  • Bireysel başvuru kapsamında Başvurucunun özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme temel hakkının mahkeme kararı nedeniyle ihlal edildiğine ve ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kararın bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine ve yargılama giderlerinin Başvurucuya ödenmesine

karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi Kararının tam metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2018/30296