Güncel BilgilerKişisel Verilerin Korunması Hakkının İhlali Şikâyeti Üzerine Yapılan Savcılık Soruşturmasının Gereği Gibi Yürütülmemesine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı Resmî Gazete’de Yayımlandı.

5 Aralık 2022

Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) 2018/16857 başvuru numaralı kararı (“Karar”) 29 Kasım 2022’de Resmî Gazete’de yayımlandı. Karar’da, aleni olmayan bir konuşmanın hukuka aykırı olarak kayıt altına alınması şikayetine yönelik soruşturmanın devletin pozitif yükümlülüklerine uygun şekilde yürütülmemesi nedeniyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiası incelenmiş ve karara bağlanmıştır.

Başvurucu, borç ilişkisiyle ilgili konuşmasının kendisine haber verilmeden ve suç kastı ile aleni olmayan bir ortamda M.R.A. tarafından kayda alınması sebebiyle, İstanbul Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur.

Başsavcılık, söz konusu ses kaydının M.R.A. tarafından başka bir soruşturma dosyasına, Başvurucu tarafından işlendiği iddia edilen bir suça delil oluşturmak amacıyla sunulduğunu tespit ederek özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçları kapsamında soruşturma başlatmıştır.

Ancak Başsavcılık, ses kaydında özel hayata ilişkin bir bilginin yer almaması sebebiyle kamu adına soruşturma açmaya gerek olmadığı kararına varmıştır.

Karara itiraz eden Başvurucu, Başsavcılık tarafından ifadesinin alınmadığını, talep edilen delillerin toplanmadığını, ses kaydının montaj olup olmadığının tespit edilmediğini ifade etmiştir. Başvurucunun itirazı reddedilmiştir.

Anayasa’nın 20. maddesinin 1. fıkrası aşağıdaki gibidir:

Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

Anayasa’nın 20. maddesinin 3. fıkrası aşağıdaki gibidir:

Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir.

AYM değerlendirmesinde, kişinin sesinin de kişisel veri kapsamında olduğunu ve aleni olmayacak şekilde yapılan konuşmaların özel hayata dahil olduğunu belirtmiştir. AYM, devletin amaç ve görevlerini belirleyen Anayasa madde 5’e göre, özel kişiler tarafından veri sahiplerinin kişisel verilerine Anayasa’daki güvencelere aykırı olarak müdahale etmesinin engellenmesinin devletin pozitif yükümlülüklerinden olduğunu ifade etmiştir.

AYM’ye göre söz konusu pozitif yükümlülük, ihlal gerçekleştikten sonra sorumluların kimliğinin aydınlatılması konusunda etkili bir soruşturmanın yürütülmesini de kapsamaktadır.

AYM Başvurucu’nun, gizliliğin korunacağına olan güven ile aleni olmayan bir ortamda yaptığı konuşmanın Başvurucu’nun rızası olmadan kayıt altına alınmasının ve kullanılmasının açık bir özel hayatın gizliliği ihlali olduğunu ifade etmiştir.

AYM’ye göre Başsavcılık, ihlalin özel hayatı ne derecede etkilediği değerlendirmesini yapmadan delil elde etme amacına kesin bir üstünlük tanımıştır. AYM bunun yanında, talep edilen delillerin toplanmaması, Başvurucu’nun ifadesinin alınmaması ve ses kaydında montaj olup olmadığının tespit edilmemesinin de, Anayasa’da yer alan kişisel verilerin ve özel hayatın korunması hakkının ihlali niteliğinde olduğunu belirtmiştir.

Karar’ın tam metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/12/20221201-3.pdf